Ana içeriğe atla

Ziggurat Nedir?

 

ZİGGURAT


     İlkçağ’da Sümerler, Keldanlılar, Babiller ve Asurlular tarafından yapılan, tabandan başlayarak tepeye doğru kat kat yükselen, giderek küçülen teraslardan oluşan, zirvesinde bir tapınak bulunan ve yanlarında bir merdiven sistemi yer alan kademeli bir kuledir.
     Üzeri açık ve dört köşelidirler.

   
    Bu yapılar tarihi metinlerde ZigguratZigura ve Ziggurak gibi çeşitli yazılışlarla
görülür. Zigguratların ilk olarak Sümerlerce inşa edildiği düşünesi yaygındır. Mezopotamya halklarının en önemli faliyetleri, tapınakları Tanrı’ya ithaf etmeleridir.
     Sadece antropolojik değil, edebi içerikli kalıntılara dayanarak da Sümerler’den önce başlamak kaydıyla Mezapotamya düşünce tarzına aydınlık getiren tez şudur: Politik açıdan Sümerler’de şehir devleti sözkonusu idi ve her merkezin bir tanrısı olduğu gibi her tanrının da yeryüzünde kendini temsil eden bir hükümdarı vardı.
     Bu hükümdarın birinci görevi, Tanrı’nın evini inşa ettirmekti. Çünkü böylece Tanrı, onlardan hoşnut kalacak, bunun karşılığında da onların o bölgedeki yaşamlarını temin edecek suyu gönderecekti.
     İşte Orta Asya’dan gelen bu kavimler, yüksek dağları tanrı makamı kabul etmişlerdi ve dağlık olmayan Mezopotamya Yöresi’ne gelince bu şekilde yüksek, yapay bir tepe meydana getirerek onu Tanrı’nın makamı ve tapınak yeri olarak nitelendirmişlerdir.
ziggurat kelimesinin anlamı
    Yapay bir tepe görünümündeki zigguratların yapımına ilişkin inançlar tartışmalıdır. Örneğin gökyüzüyle yeri ayıran Hava Tanrısı Enlil’in büyük bir dağ olduğuna ilişkin inanışın ziggurat biçimini belirlediği öne sürülmektedir.
    Çok yıkık olmalarına rağmen mevcut kalıntı ve kabartmalar üzerinde çalışan bazı arkeologlar ise ova yerlilerinin dağda doğup doruklarda yaşadığına inandıkları tanrılar için bir “Tanrı Evi” inşa ederken dağa benzer bir yapıyı yeğlediklerini düşünmektedirler.
    


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karalama 1

  10.08.2014 Evim. Sonunda… Her gün hiç bitmeyecekmiş gibi. Ama evime geldiğimde hiç yaşamamışım sanki. Bunu da her gün söylüyorum değil mi? Bütün gün eğilmesin diye çubuklara bağlanan ağaçlarmışçasına zavallıca dimdik dolaşıyorum. Takım elbisem buruşmasın diye oturup kalkarken dikkat ediyorum. Kalabalık sofralarda herkese laf yetiştirirken bir de üstüme dökmemek için çabalıyorum. Aman Allah’ım, rezaleti düşünebiliyor musun? Gerçekten zavallı bir durum insanlığın bu hali. Herkes birbirine gereksiz şakalar yapıyor. Allah’ım ne kadar nefret ediyorum kendimden şakalarına gülerken. Eskimiş kelime oyunlarını dönüp dönüp aynı çevrelerde pazarlıyorlar. İkiyüzlü bir insanım bunlara güldüğüm için. Hiç belli etmiyorum ama, fevkalade bir yalancıyım ben. Bugün birini işe aldım. Heyecanlı, tecrübesiz, şaşkın bir genç. İlkelerinden ne kadar da komik bahsediyor. İş hayatında birbirlerinin arkasından iş çeviren, affıma sığınarak, terbiyesiz insanlar tanımış. Ciddi bir suratla ona hak verirken iç

Korkuyu Beklerken Kitap Tanıtımı ve İncelemesi

 Korkuyu Beklerken Yazar: Oğuz Atay Yayın Tarihi: 1975 Tür: Öykü Derlemesi Sayfa Sayısı: 196 Kısa Tarihi:     Beyaz Mantolu Adam, Unutulan, Korkuyu Beklerken, Bir Mektup, Ne Evet Ne Hayır, Tahta At, Babama Mektup ve Demiryolu Hikayecileri olmak üzere sekiz hikayeden oluşan bir derleme kitabıdır. İlk romanı Tutunamayanlar ile ses getiren Oğuz Atay'ın öyküleri de romanlarından geri kalmıyor. Her bir hikaye derinliği, zenginliği ve eşsiz dili ile insanı alıp götürüyor. Nereye mi? Her yere. Zaman zaman zihnimizin çatı katına, bazen adı unutulmuş bir demiryoluna, bazense bir cami avlusuna dilenmeye... Kitaba da adını veren hikaye Korkuyu Beklerken 'in gizli mezhep muzdaribi kahramanı kadar korkak, umutsuz ama inatçı bir aşık kadar saplantılı oluveriyoruz kitabı okurken. Sayısız türde sayısız canlandırma ve uyarlamalara konuk olan bu hikayeler hakkında hadi biraz daha ayrıntılara geçelim. Kitabın Konusu:     Her hikayede ayrı bir olay örgüsü var. Ancak kitabın genelinde bir kafa ka

Buz Adam Ötzi

             Buz Adam Ötzi Hakkında Her Şey                                                                                   Buz Adam Ötzi Kimdir? Buz adam Ötzi 19 Eylül 1991’dedağcılar tarafından bulunmuştur. Öncesinde ölü bir dağcı sanılsa da kurtarma operasyonlarının 23 Eylül tarihinde tamamen başarıya ulaşması sonucu günümüzden 5300 yıl önce Bakır Çağı’nda bedenini buzda donan tarihin en iyi korunan mumyalarından olduğu anlaşılmıştır.  Bilim insanları Ötzi üzerinde yaptıkları araştırmalarda nereli olduğuna, neden öldüğüne, geçirdiği hastalıklara, yediği son yemeğine, yanında bulundurduğu eşyalara ve vücudundaki dövmelere bakarak yaşadığı dönemin sosyal ve kültürel özelliklerine ulaşabilmektedirler.  Ötzi ismini bulunduğu vadiden almıştır(Ötzal Alpleri). Buz Adam Ötzi Nasıl Bulundu? Günümüzden 20 yıl önce Avusturya-İtalya sınırında Alp Dağları’nda yürüyüşe çıkan iki Alman turist, son zirveye de çıktıktan sonra daha kestirme bir yerden dönmek isterler. Buz halindeki bir dere yata