Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Tarih etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

AntiKent

“Atina kralı Kodros'un cesur oğlu Androklos, Ege’nin karşı yakasını keşfetmek ister. Önce, Delfi kentindeki Apollon Tapınağı’nın kâhinlerine danışır. Kâhinler ona, balık ve domuzun işaret ettiği yerde bir kent kuracağını söyler. Androklos bu sözlerin anlamını düşünürken Ege’nin lacivert sularına yelken açar. Kaystros Nehri’nin ağzındaki körfeze geldiklerinde karaya çıkmaya karar verirler. Ateş yakarak tuttukları balıkları pişirirlerken çalıların arasından çıkan bir yabandomuzu, balığı kaparak kaçar. İşte kehanet gerçekleşmiştir. Burada bir kent kurmaya karar verirler. (…)” Hadrianus Tapınağı’nın efsanevi hikâyesi yarıda kesildi. Antik taşlara sinmiş tarihi mi hissetsem, yoksa zavallı zihnime iki kelime daha sığdırabilmek için çarpık notlar mı alsam bilemedim. Lafını yarıda kesen turist rehberine şaşkınlıkla baktığımda beni göremeyecek kadar uzaktaydı. Günümüzün modern cahilleri öğle yemeğine en erken ulaşma telaşında, buna anlam veremiyordum. Bulunduğum gruptaki görevim, onlara boy

Kadın Erkek Eşitliği Hakkında Kısa Bir Sohbet

 Herkese merhaba. Bu konu hakkında kesin düşünceler belirtip şöyle yapılmalı, böyle olmalı demeyeceğim. Kimseye öğretecek, bakış açısını değiştirecek konumda değilim. Öyle bir amacım da yok. Çünkü ben sadece bir lise öğrencisiyim. Sadece kendi düşüncelerimi paylaşmak ve istekli insanlar da varsa onlardan bir şeyler öğrenme derdindeyim. Kendi yaşamım için benim elimden ne gelir, onu düşünüyorum. Okuyacaklarınızı biraz da kendimle sohbet olarak okursanız bir yanlış anlaşılma olmayacağını umuyorum. Kadın ve erkek eşit midir? Açıkçası hayır değildir diyen insanlarla oturup konuşmam gibime geliyor. Gerçi bu noktada aklıma takılan soru şu: Neden böyle düşünüyorlar? Çağın gerisinde kalmaları ve yanlış yetiştirilmiş olmaları, büyüdükleri çevre onların suçu mu? Kendi kendime verdiğim cevap hayır. Onların suçu değil. Ama artık yerleşmiş bu düşüncelerini değiştirmek de benim elimde değil. Tabi ki bu bilinç onlara da aktarılmalı ama kendi sorumluluğum olarak görmüyorum. Kendim ve geleceğim için ka

Gurur ve Önyargı Kitap Tanıtımı ve İncelemesi

 Gurur ve Önyargı  Yazar: Jane Austen Yayın Tarihi: 28 Ocak 1813 Tür: Aşk Romanı Orijinal Adı: Pride and Prejudice Çeviri: Hamdi Koç Sayfa Sayısı: 393 Tahmini Okuma Süresi: 6 dk     Her incelememde "kısa tarih" paylaşsam da bu yazımda yok. Çünkü bu incelemeyi yazmadan önce bu kitapla ilgili herhangi birinin yorumundan etkilenmek istemedim.      Uzun bir inceleme oldu. Üşenip de okumazsınız belki ama en azından en sonda ünlemin altından kısa yeri okumanız benim için çok önemli. Hadi başalyalım o zaman.  Kitabın Konusu:       Bennet ailesi, beş kız çocuk, bir anne ve bir babadan oluşan orta gelirli bir ailedir. 18. yüzyılda geçen bu hikaye ailenin kızlarının evlilik serüvenlerini anlatır denebilir. Bir hanımefendiden beklenen müzikle ve dansla ilgilenmesi, nakış dikmesi ve çok da geç olmadan evlenmesidir.      Bir gün Netherfield'a taşınan Mr. Bingley isimli hayli zengin bekar bir adam, civardaki ailelerin dikkatini üzerine toplar. Ziyaretlere gidilir, balolara katılınır ve

Ay Işığı Sokağı Kitap Tanıtımı ve İncelemesi

Ay Işığı Sokağı Yazar: Stefan Zweig Yayın Tarihi: 1922 Tür: Kurgu Orijinal Adı: Die Mondscheingasse Çeviri: Regaip Minareci Sayfa Sayısı:74 Bu yazıd a kitap ile ilgili bilgiler verip her hikaye hakkında tek tek düşüncelerimi paylaşacağım. İyi okumalar. Kısa Tarihi:     Yazarın 5 kısa hikayesinden oluşan ve ismini ilk hikayeden alan bir kitaptır. (Ay Işığı Sokağı, Leporella, Nişan, Leman Gölü Kıyısındaki Olay, Avare)      Yazarın son kitaplarından olmasa da kitabın genelinde hayatının son zamanlarındaki karamsarlığı hakim. Demek Zweig'da hep varmış bu umutsuzluk...  Yine her zamanki gibi Zweig'ın muhteşem psikolojik tahlilleri bizi olayın içinde yaşatıyor. Bazı karakterlerin seçimlerini okurken hiçbir şey yapamamanın verdiği çaresizlikle kavruldum. Her hikayenin sonunda "Böyle son mu olur!" diye sinirlensem de gerçekten içime işleyen harika bir kitaptı. Kitabın Konusu:     Pek çok hikayeden oluşan bu kitap genel olarak insan psikolojisinin karmaşasından bahsediyor. Zam

Ziggurat Nedir?

  ZİGGURAT        İlkçağ’da Sümerler,  Keldanlılar , Babiller ve Asurlular tarafından yapılan, tabandan başlayarak tepeye doğru kat kat yükselen, giderek küçülen teraslardan oluşan, zirvesinde bir tapınak bulunan ve yanlarında bir merdiven sistemi yer alan kademeli bir kuledir.        Üzeri açık ve dört köşelidirler.          Bu yapılar tarihi metinlerde  Ziggurat ,  Zigura  ve  Ziggurak  gibi çeşitli yazılışlarla görülür.  Zigguratların  ilk olarak Sümerlerce inşa edildiği düşünesi yaygındır.  Mezopotamya halklarının en önemli  faliyetleri , tapınakları Tanrı’ya ithaf etmeleridir.        Sadece antropolojik değil, edebi içerikli kalıntılara dayanarak da  Sümerler’den  önce başlamak kaydıyla  Mezapotamya  düşünce tarzına aydınlık getiren tez şudur: Politik açıdan  Sümerler’de  şehir devleti  sözkonusu  idi ve her merkezin bir tanrısı olduğu gibi her tanrının da yeryüzünde kendini temsil eden bir hükümdarı vardı.        Bu hükümdarın birinci görevi, Tanrı’nın evini inşa ettirmekti. Çünk

Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitap Tanıtımı ve İncelemesi

Bir İdam Mahkumunun Son Günü Yazar: Victor Hugo Yayın Tarihi: Şubat 1829 Tür: Kurgu, romantizm, roman Orijinal Adı: Le dernier jour d'un condamné Çeviri: Volkan Yalçıntoklu Sayfa Sayısı: 77 Kısa Tarihi:       Victor Hugo idam  cezasına şiddetle karşı çıkmıştır. Yazdığı bu kitabı takma bir adla yayımlamıştır ve amacı idam cezasının ne kadar kötü bir ceza olduğunu ve idam yerine suçluların topluma yeniden kazandırılması gerektiğini savunmaktır.      Yazar, Paris'in ünlü Greve Meydanında tanık olduğu bir idam sonrasında bu kitabı yazmaya başlamıştır. Bu kitabı yazarken yirmili yaşlarda (26) olan Hugo'nun eserdeki amacı yalın bir dille sadece idamın ne kadar trajik ve saçma olduğunu herkese göstermektir. Kitabın 3. baskısındaki ön sözünde de diyalog halinde verilen "Trajedi Hakkında Bir Komedi"  ise halkın idama ve idam karşıtı bu kitaba olan bakış açısını çok iyi ifade etmektedir.      O dönemin, 19. yy Fransa'sının toplumsal yapısını çok iyi anlatan bu eser aynı

Buz Adam Ötzi

             Buz Adam Ötzi Hakkında Her Şey                                                                                   Buz Adam Ötzi Kimdir? Buz adam Ötzi 19 Eylül 1991’dedağcılar tarafından bulunmuştur. Öncesinde ölü bir dağcı sanılsa da kurtarma operasyonlarının 23 Eylül tarihinde tamamen başarıya ulaşması sonucu günümüzden 5300 yıl önce Bakır Çağı’nda bedenini buzda donan tarihin en iyi korunan mumyalarından olduğu anlaşılmıştır.  Bilim insanları Ötzi üzerinde yaptıkları araştırmalarda nereli olduğuna, neden öldüğüne, geçirdiği hastalıklara, yediği son yemeğine, yanında bulundurduğu eşyalara ve vücudundaki dövmelere bakarak yaşadığı dönemin sosyal ve kültürel özelliklerine ulaşabilmektedirler.  Ötzi ismini bulunduğu vadiden almıştır(Ötzal Alpleri). Buz Adam Ötzi Nasıl Bulundu? Günümüzden 20 yıl önce Avusturya-İtalya sınırında Alp Dağları’nda yürüyüşe çıkan iki Alman turist, son zirveye de çıktıktan sonra daha kestirme bir yerden dönmek isterler. Buz halindeki bir dere yata