Ana içeriğe atla

Venom Film Sohbeti

Venom

Ortalama Okuma Süresi: 3 dakika

Genel Yorum (Spoilersız)

   Çok etkilenmemek için sınırlı sayıda görüş aldığımı ve yorumlarımın ileride büyük ihtimalle değişeceğini hatırlatarak başlıyorum. İyi okumalar.
    Filmi beğendim. Çok fazla negatif yorum okudum ama bazılarının abarttığı kadar kötü değildi. Bir şaheser demiyorum ama izlerken sıkılmadım. Gerçi bir kere daha izlemem. Yüksek beklentilerle başlanmadığı sürece gayet keyifli izlenebilecek bir film. 
    Tom Hardy'nin oyunculuğunu eleştirecek halim yok.
Oyunculuğun genel anlamda -birkaç sahne dışında- çok çok kaliteli olduğunu düşünüyorum. Tek şikayetim bu oyunculuğun daha iyi bir senaryo hak ediyor oluşu. Bu arada Eddie Brook ve Venom'u, ikisini birden seslendiren Tom Hardy'e nasıl iltifatlar edebilirim bilemiyorum artık.
Yani, nasıl eleştirebilirim ki bu adamı ben!
    Yaş sınırı biraz daha yüksek tutulabilirdi. Kan, vahşet çok sınırlandırılmış. Bu yorumu yapmam biraz garip kaçıyor bence de ama izleyince insan bir düşünüyor. Logan kadar bile olabilirdi. Konsept çok değişirdi tabii. Belki de biraz daha sarkastik bir film olsun istediler. Buna inanmak istiyorum ama sonuçta sözlü dile getirilen şeyleri sahneye taşımakta çekinmişler ve izleyicinin canını sıkan bir durum. Spoiler olmasın diye tutuyorum kendimi aşağıda örneklerle tekrar değineceğim. 
    Sonu da eğlenceliydi diyelim. Devam filmi için gayet uygun bir son. Hatta çok uygun. Tam da açıklanmadı ne olduğu. Gelecek filmde de açıklanmayacak gibi. Yani burada kolaya kaçıldığını da düşünmeden edemiyorum. 
   Filmin kötüsünü beğenmediğimi söylemeyeceğim bile. Senaryoya uymuş, evet. Ama senaryoyu da çok beğenmedik sonuçta. Biraz basit bir karakter olarak kalmış. Geçmişini öğrenmek de istemezdim. İlgi çekici değil kendisi pek de. İlla bir şeyi beğenmem gerekirse gücünün yansıtılmasını beğenebilirim. İnsanları tek kelimeyle silmesi iyi yansıtılmıştı. Yapıcı olmam gerekirse de simbiyotlara verdiği önemin daha belirgin olması gerekiyordu diyebilirim.
    Oyunculuktan, senaryodan ve filmin kötüsünden bahsettim. Filmin akıcılığını de değerlendirmek istiyorum. Bu kadar şunu beğenmedim bunu beğenmedim dedikten sonra garip kaçabilir belki ama filmi akıcı buldum. Bazen takip etmesi zordu, bazen saçma gelen yerler de vardı. Ama çok büyük beklentilerle izlemediğim için izlerken bana keyifli geldi. İyi bir aksiyon filminden farkı yoktu bu anlamda. Kamera açıları vs. tabi ki daha iyi olabilirdi, o zaman bu film çok iyi olurdu. Ama iyi deyip çok da kurcalamıyorum bu kısmı.

Dikkat, Spoiler!

    Filmin en iyi sahneleri Venom-Eddie Brook sahneleri bence. Özellikle en başta Brook'un ne olduğunu anlamadan durumu idare etmeye çalışması ve kafasındaki seslerle konuştuğu kısımlar çok keyifli ve akıcıydı. Bu ikilinin ilişkilerini biraz daha görebilirdik gibime geliyor ama belki o zaman da bayardı. Sonuçta elimizde bu var, ne yapalım? 
    Kopan kafalar hakkında daha çok konuşulması gerekiyor. Bu sahnelerde kan ve vahşet iyi yansıtılsaydı, ancak o zaman Venom bunları bunları yaptı diye göstererek onu sevmeyenler çıkabilirdi. Ama filmi eleştirmekle meşgul olduğumuz için karakterlere odaklanamıyoruz. İnsanları yemek konusunda beni tatmin eden tek şey Eddie'nin polisleri yemiyoruz deyişi oldu ki bu da mizahi bir sahne. 
Filmin kalitesine odaklanmasak sadece, bu sahne hakkında o kadar çok konuşabiliriz ki! "Biz Venom'uz." cümlesinden bahsetmiyorum anladığınız üzere.

    Eddi Brook'un yansıtılamamış ilişkisinden de bahsedelim. Bir baktık ooo aşıklar evlenecekler falan. sonra çat diye ayrıldılar. Brook her şeyini bir anda kaybetti. Bu anlamda Brook'un ilkelerine bağlı olduğu, haksızlığa gelemediğini falan anladık ama daha sefil görebilirdik bence, onu da Anne'i de. Sanki böyle sahneler varmış da kesilmiş gibi. Zaten izlediğim kısacık bir röportajda Tom Hardy en sevdiği sahnelerin kesilen sahneler olduğunu söylüyor. Sanki biz de severdik kesmeselerdi. Tabi bu konu da Sony vs. konularına çıkıyor ama hiç girmeyelim. 
    Film boyu en iyi yansıtılan karakterin Dr. Dan olduğunu düşünüyorum. Evet, kimsenin dikkat etmediği Anne'nin yeni sevgilisi. Sınırlı sayıda sahnesinde doktor kimliğini vs. iyi yansıtmışlardı. 
    Yansıtılamayan, çabuk geçilen bir karakter de adını hatırlayamadığım öteki simbiyot. Hafifleştirilmiş kavga sahnelerinde gördük ki Venom'dan üstün özelliklere sahip ama bunun daha belirgin olması gerekiyordu. 
    Bu sahnede slime dostlarımız savaşırken takip etmesi çok zordu bence. Neler olup bittiğini anlamak için çaba sarf etmek gerekiyordu. Ama bunun nedeni olayların çok hızlı gelişmesiydi. Biraz daha sindirebilirdik bu sahneleri.
    Şöyle gerekiyordu, böyle görekiyordu, tamam tamam bu kadar yeter. Beğendiğim sahnelerden de bahsettim. Sonuçta ne kadar konuşsak artık çok geç. Yeni bir filmimiz geliyor. Artık bu filmde yaş sınırıyla beraber kaliteyi yüksekte tutacaklarına inanıyorum. Örümcek adam göndermeli fragmanla yine beklentilerimiz uçtu ama hadi hayırlısı.

    Yorumlarınızı bekliyorum. Başka yazılarda görüşmek üzere. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karalama 1

  10.08.2014 Evim. Sonunda… Her gün hiç bitmeyecekmiş gibi. Ama evime geldiğimde hiç yaşamamışım sanki. Bunu da her gün söylüyorum değil mi? Bütün gün eğilmesin diye çubuklara bağlanan ağaçlarmışçasına zavallıca dimdik dolaşıyorum. Takım elbisem buruşmasın diye oturup kalkarken dikkat ediyorum. Kalabalık sofralarda herkese laf yetiştirirken bir de üstüme dökmemek için çabalıyorum. Aman Allah’ım, rezaleti düşünebiliyor musun? Gerçekten zavallı bir durum insanlığın bu hali. Herkes birbirine gereksiz şakalar yapıyor. Allah’ım ne kadar nefret ediyorum kendimden şakalarına gülerken. Eskimiş kelime oyunlarını dönüp dönüp aynı çevrelerde pazarlıyorlar. İkiyüzlü bir insanım bunlara güldüğüm için. Hiç belli etmiyorum ama, fevkalade bir yalancıyım ben. Bugün birini işe aldım. Heyecanlı, tecrübesiz, şaşkın bir genç. İlkelerinden ne kadar da komik bahsediyor. İş hayatında birbirlerinin arkasından iş çeviren, affıma sığınarak, terbiyesiz insanlar tanımış. Ciddi bir suratla ona hak verirken iç

Korkuyu Beklerken Kitap Tanıtımı ve İncelemesi

 Korkuyu Beklerken Yazar: Oğuz Atay Yayın Tarihi: 1975 Tür: Öykü Derlemesi Sayfa Sayısı: 196 Kısa Tarihi:     Beyaz Mantolu Adam, Unutulan, Korkuyu Beklerken, Bir Mektup, Ne Evet Ne Hayır, Tahta At, Babama Mektup ve Demiryolu Hikayecileri olmak üzere sekiz hikayeden oluşan bir derleme kitabıdır. İlk romanı Tutunamayanlar ile ses getiren Oğuz Atay'ın öyküleri de romanlarından geri kalmıyor. Her bir hikaye derinliği, zenginliği ve eşsiz dili ile insanı alıp götürüyor. Nereye mi? Her yere. Zaman zaman zihnimizin çatı katına, bazen adı unutulmuş bir demiryoluna, bazense bir cami avlusuna dilenmeye... Kitaba da adını veren hikaye Korkuyu Beklerken 'in gizli mezhep muzdaribi kahramanı kadar korkak, umutsuz ama inatçı bir aşık kadar saplantılı oluveriyoruz kitabı okurken. Sayısız türde sayısız canlandırma ve uyarlamalara konuk olan bu hikayeler hakkında hadi biraz daha ayrıntılara geçelim. Kitabın Konusu:     Her hikayede ayrı bir olay örgüsü var. Ancak kitabın genelinde bir kafa ka

Buz Adam Ötzi

             Buz Adam Ötzi Hakkında Her Şey                                                                                   Buz Adam Ötzi Kimdir? Buz adam Ötzi 19 Eylül 1991’dedağcılar tarafından bulunmuştur. Öncesinde ölü bir dağcı sanılsa da kurtarma operasyonlarının 23 Eylül tarihinde tamamen başarıya ulaşması sonucu günümüzden 5300 yıl önce Bakır Çağı’nda bedenini buzda donan tarihin en iyi korunan mumyalarından olduğu anlaşılmıştır.  Bilim insanları Ötzi üzerinde yaptıkları araştırmalarda nereli olduğuna, neden öldüğüne, geçirdiği hastalıklara, yediği son yemeğine, yanında bulundurduğu eşyalara ve vücudundaki dövmelere bakarak yaşadığı dönemin sosyal ve kültürel özelliklerine ulaşabilmektedirler.  Ötzi ismini bulunduğu vadiden almıştır(Ötzal Alpleri). Buz Adam Ötzi Nasıl Bulundu? Günümüzden 20 yıl önce Avusturya-İtalya sınırında Alp Dağları’nda yürüyüşe çıkan iki Alman turist, son zirveye de çıktıktan sonra daha kestirme bir yerden dönmek isterler. Buz halindeki bir dere yata