Ana içeriğe atla

Karalama 1

 10.08.2014

Evim. Sonunda… Her gün hiç bitmeyecekmiş gibi. Ama evime geldiğimde hiç yaşamamışım sanki. Bunu da her gün söylüyorum değil mi? Bütün gün eğilmesin diye çubuklara bağlanan ağaçlarmışçasına zavallıca dimdik dolaşıyorum. Takım elbisem buruşmasın diye oturup kalkarken dikkat ediyorum. Kalabalık sofralarda herkese laf yetiştirirken bir de üstüme dökmemek için çabalıyorum. Aman Allah’ım, rezaleti düşünebiliyor musun? Gerçekten zavallı bir durum insanlığın bu hali.

Herkes birbirine gereksiz şakalar yapıyor. Allah’ım ne kadar nefret ediyorum kendimden şakalarına gülerken. Eskimiş kelime oyunlarını dönüp dönüp aynı çevrelerde pazarlıyorlar. İkiyüzlü bir insanım bunlara güldüğüm için. Hiç belli etmiyorum ama, fevkalade bir yalancıyım ben.

Bugün birini işe aldım. Heyecanlı, tecrübesiz, şaşkın bir genç. İlkelerinden ne kadar da komik bahsediyor. İş hayatında birbirlerinin arkasından iş çeviren, affıma sığınarak, terbiyesiz insanlar tanımış. Ciddi bir suratla ona hak verirken içimde alay ediyordum. Ne yapayım? Belki ben de sana bunları anlatırken onun arkasından konuşuyorum, affına sığınarak, terbiyesizlik ediyorum. Hiç profesyonelce bir davranış mı! Her neyse bu saygıdeğer iş arkadaşım hiç öyle bir insan değilmiş. En çok dedikodudan nefret edermiş. Yalan… Her fırsatta lanetlermiş yalancıları. En büyük yalancı kendisi değilmiş gibi göğsünü gere gere konuşuyor. Kendisi de biliyor aslında ama kimse karşı bir şey demeyince o da inanıyor artık yalancı olmadığına. Allah’ım zavallıya bak! İçler acısı… Ben de böyleyim değil mi? İçten içe insanlara demediğimi bırakmıyorum. Ama ben kendime bekçilik ediyorum. Kime zarar vermiş ki içimdeki bu kin? Diğerleri gibi kulaktan kulağa doğruluğundan emin olunan bilgileri yaymadım hiçbir zaman. Senden bahsetmiyorum. Sen kimseye söylemezsin ki! Sana henüz güveniyorum. Rezil halime bak!

Başımda korkunç bir ağrı var. Zavallı iş arkadaşımı düşünmeden edemiyorum. Ailesine ne anlattı acaba mülakatı hakkında? Ne kadar abartmıştır kim bilir? İş dünyasına hızlı bir şekilde atıldığını söylemişlerdir, herkes onunla gurur duymuştur, şerefine konuşmalar yapılmıştır. Kolay iş mi falanca şirketin falanca bölümünde falanca pozisyonda işe başlamak? Belliydi ama genç adamın gelecek vaat ettiği. Okulunu birincilikle mi ne bitirmişti, ya bir, ya bin canım; gönlümüzün birincisi… Okulu bile başlı başına başarıydı zaten. O da bilmem neyinci sıradaydı? Değil miydi? Aman canım ne önemi var? Ne okullara ne paralar bayılıp da işsiz kalıyorlar! Bu şanlı başarıyı duymayan kalmasın diye herkeslere haber salındı. Onlar da başkalarına haber verdi. İşe de girip herkese duyurulduğuna göre hayırlı bir kısmet de çıkar artık. Düğüne kadar bu konu değiştirilip değiştirilip kullanılır. Bu hesaplardan bahsedilmez tabi.

Kafamı toplayamıyorum. Sanki içime doğru çöküyorum günbegün. Bütün gün eve gelmeyi iple çekip birkaç dakika rahatladıktan sonra bütün gün gördüğüm insanların neler yaptığını düşünüyorum. E napayım! Bu da soru mu? Yapacak şey olmaz olur mu? Hani o sana anlattığım kitabımı yazmaya devam edebilirim mesela, hiç yayınlamayacak olsam da. Aman Allah’ım yayınladığımı düşünebiliyor musun? Onuncu köyde bile istemezler beni artık. Müzik de dinleyebilirim. Eskiden mum ışığında oturup saatlerce klasik müzik dinlerdim. Romantik adamdım ben de! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Korkuyu Beklerken Kitap Tanıtımı ve İncelemesi

 Korkuyu Beklerken Yazar: Oğuz Atay Yayın Tarihi: 1975 Tür: Öykü Derlemesi Sayfa Sayısı: 196 Kısa Tarihi:     Beyaz Mantolu Adam, Unutulan, Korkuyu Beklerken, Bir Mektup, Ne Evet Ne Hayır, Tahta At, Babama Mektup ve Demiryolu Hikayecileri olmak üzere sekiz hikayeden oluşan bir derleme kitabıdır. İlk romanı Tutunamayanlar ile ses getiren Oğuz Atay'ın öyküleri de romanlarından geri kalmıyor. Her bir hikaye derinliği, zenginliği ve eşsiz dili ile insanı alıp götürüyor. Nereye mi? Her yere. Zaman zaman zihnimizin çatı katına, bazen adı unutulmuş bir demiryoluna, bazense bir cami avlusuna dilenmeye... Kitaba da adını veren hikaye Korkuyu Beklerken 'in gizli mezhep muzdaribi kahramanı kadar korkak, umutsuz ama inatçı bir aşık kadar saplantılı oluveriyoruz kitabı okurken. Sayısız türde sayısız canlandırma ve uyarlamalara konuk olan bu hikayeler hakkında hadi biraz daha ayrıntılara geçelim. Kitabın Konusu:     Her hikayede ayrı bir olay örgüsü var. Ancak kitabın ...

Kimseye Söyleme Kitap Tanıtımı ve İncelemesi

Kimseye Söyleme Yazar: Harlan Coben Yayın Tarihi: 19.06.2001 Tür: Kurgu, Gizem, Gerilim Orijinal Adı: Tell No One Çeviri:Nur Eren Sayfa Sayısı:352 Kitabın Konusu:     7 yaşından beri birlikte olan David ve Elizabeth yıl dönümlerinde her sene yaptıkları gibi özel bir yere giderler. Burada gölde yüzerlerken Elizabeth kaçırılır ve öldürülür. Elizabeth'in ölümünden Kill Roy denen bir seri katil sorumlu tutulur. David (Doktor Beck) kurtulur ancak bir daha asla eskisi gibi olamaz. Kendini işine vererek başına gelenleri unutmaya çalışan Doktor Beck bir gün sadece Elizabeth'in bilebileceği şeylerden bahseden bir e-mail alır. Bunun üzerine kuşkulanır ve ortaya kimsenin aklının ucundan bile geçmeyen şeyler çıkar. Doktor Beck karısının yaşadığını düşünerek ipuçlarını takip eder ama aynı zamanda malum olayın gerçekleştiği göl kenarında bulunan iki ceset nedeniyle polis de araştırma yapmaktadır. Doktor Beck kimseye güvenemez ve başını büyük dertlere sokar. Hiç beklenmedik insanların tuttuğ...

İçimizdeki Şeytan Kitap Tanıtımı ve İncelemesi

İçimizdeki Şeytan İncelemeyi Yazan: Dicle Demirden Yazar: Sabahattin Ali Yayım Tarihi: 1940 Tür: Roman Sayfa Sayısı: 255 Kısa Tarihi: İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf ve Kürk Mantolu Madonna adlı romanları ile birlikte yazarın üçüncü romanıdır.   Diğer iki romanı çok ilgi görmüşken İçimizdeki Şeytan romanı onlara kıyasla gölgede kalmıştır. Aynı zamanda bu romanı yüzünden, dönemin ünlü yazarlarından olan Nihal Atsız ile yaşadığı gerilimler giderek artmış ve ´´Irkıçılık-Turancılık´´ davasının bir parçası olmuştur.  Bu dönemde Aziz Nesin 'le beraber çıkardığı Markopaşa  dergisinde siyasileri eleştirmesi yüzünden çeşitli davalarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Hakkındaki davaların aleyhinde seyrettiği bir dönemde Türkiye'den ayrılmak istemiş ve Bulgaristan sınırını geçmek isterken kendisine kaçma girişiminde rehberlik eden Ali Ertekin tarafından milliyetçi gerekçelerle öldürülmüştür. Kitabın Konusu:  Birbirini çok severek ama daha birbirlerini tanıma fırsatı bulamadan ev...