Ana içeriğe atla

Yunuslar ve Alet Kullanımı (Dolphin Innovation Project)

YUNUSLAR VE ALET KULLANIMI

(DOLPHIN INNOVATION PROJECT)

    Popular Scince Türkiye 100. sayısını okurken ilk sayfalarda çok ilgimi çeken bir konuyla karşılaştım. Yunuslar üzerinde yapılan bu araştırmanın sonuçları araştırdığım zaman daha da ilgimi çekti. Ben de bunu paylaşabileceğimi düşündüm. Umarım ilginizi çeker.

    Yunuslarda ilk alet kullanımı ilk olarak 1997 yılında şişe burunlu yunusların su tabanlarında avlanırken deniz süngerlerini kopararak koruyucu eldiven gibi taktıkları ve böylece kumda saklanmış canlıları ararken gagalarının yaralanmasını önledikleri gözlemlendiğinde keşfedilmişti.

    Yakın zamanda yapılan yeni araştırmalarda aynı yunus türünün (şişe burunlu yunuslar/tursiops), dev deniz salyangozlarının boş kabuklarını kullanarak küçük balıkları hapsettiği, daha sonra da bu kabukları su yüzeyine çıkararak salladığı ve içindeki balıkların ağızlarının içine düşmesini sağladığı gözlemlendi. Yunusların avlandığı bu yönteme verilen ad "Shelling".

    İlk araştırmalarda gözlemlenen sünger kullanımı annelerin kızlarına öğrettiği bir yetenek. Bu tip öğrenmeye "dikey aktarım" deniyor. Fakat yen araştırmalarda görüldüğü üzere şişe burunlu yunuslarda "yatay sosyal aktarım" yoluyla da öğrenim gerçekleşebiliyor. Yatay sosyal aktarım, bireylerin sosyal çevrelerinden yani arkadaşlarından bilgi edinmeleri demek. 

    Yani kısacası bu önemli çalışma şişe burunlu yunusların yatay sosyal aktarımla öğrenebildiğini kanıtlamış. 

    Okuduklarınızla aklınızda net bir şey oluşmadıysa içinde animasyonların da yer aldığı bu videoyu izlemenizi tavsiye ederim: 


    Bu araştırmaların yapıldığı bölge ve orada yaşayan yunusların genel davranış ve avlanma alışkanlıkları hakkında bilgi edinmek isterseniz de bu kısa videoyu izleyebilirsiniz:



    Hepsi hemen hemen aynı şeylerden bahsetse de bu konu hakkında pek çok video mevcut.

Peki bu çalışma neden önemli?

    Öncelikle bu çalışmada kanıtlanan fikir, yani yunusların yatay sosyal aktarımla öğrenebildikleri, uzun zamandır bu alanda çalışmalar yapan bilim insanlarınca bir hayli merak edilmiş, üzerinde çalışmalar yapılmış ama başarılı olup kanıtlanamamış bir konu. 
    Yunusların aile arasındaki etkileşimlerinin yaygın olması yanı sıra sergiledikleri genel tutucu tavırları göz önünde bulundurulduğunda bu çalışma ciddi bir kilometre taşı niteliğinde. 
    Ayrıca bu çalışma uzun bir zaman diliminde büyük emeklerle ortaya konmuş. Rakamlarla belirtmek gerekirse;
  • 2007 ve 2018 yılları arasında
  • 5300 kadar karşılaşmada 
  • 1000'den fazla bireyin incelenmesi sonucu
ikna ediciliği yeterli olan,
  • 42 ayrı zamanda 
  • 3 farklı genetik soydan gelen
  • 19 bireyde gözlemlenen verilerin işlenmesiyle ortaya çıkmış. 

NOTLAR:

        Araştırmada; yunuslarda ve başka hayvanlarda, hatta insanlardaki öğrenme alışkanlıklarını incelemek için kullanılan NBDA (network-based diffusion analysis/ağ tabanlı difüzyon analizi) yöntemi kullanılmış. Bu yöntem bilginin sosyal iletimini veya sosyal ağlardaki bir davranışı tespit etmek ve ölçmek için kullanılan istatistiksel bir araçtır. 
        Son zamanlarda bu araştırmanın yapıldığı Köpekbalığı Koyu'ndaki çevresel faktörlerin de yunuslarda kabuk kullanarak avlanmadaki artışta etkili olduğu düşünülüyor. 

    Yatay aktarımın gözlemlendiği büyük maymunlar gibi diğer hayvanlarla ola benzerlikler fsrklı evrim tarihleri ve yaşam ortamları olmalarına rağmen ilgi çekici. Günümüzde genetik ve evrim alanındaki keşifler yakın zamanda pek çok sır perdesini aralayacak gibi duruyor.  

KAYNAKÇA

  • https://popsci.com.tr/yunuslar-arkadaslarindan-alet-kullanmayi-ogreniyor/
  • http://www.sharkbaydolphins.org/dolphin-innovation-project/
  • https://en.wikipedia.org/wiki/Network-based_diffusion_analysis
    


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karalama 1

  10.08.2014 Evim. Sonunda… Her gün hiç bitmeyecekmiş gibi. Ama evime geldiğimde hiç yaşamamışım sanki. Bunu da her gün söylüyorum değil mi? Bütün gün eğilmesin diye çubuklara bağlanan ağaçlarmışçasına zavallıca dimdik dolaşıyorum. Takım elbisem buruşmasın diye oturup kalkarken dikkat ediyorum. Kalabalık sofralarda herkese laf yetiştirirken bir de üstüme dökmemek için çabalıyorum. Aman Allah’ım, rezaleti düşünebiliyor musun? Gerçekten zavallı bir durum insanlığın bu hali. Herkes birbirine gereksiz şakalar yapıyor. Allah’ım ne kadar nefret ediyorum kendimden şakalarına gülerken. Eskimiş kelime oyunlarını dönüp dönüp aynı çevrelerde pazarlıyorlar. İkiyüzlü bir insanım bunlara güldüğüm için. Hiç belli etmiyorum ama, fevkalade bir yalancıyım ben. Bugün birini işe aldım. Heyecanlı, tecrübesiz, şaşkın bir genç. İlkelerinden ne kadar da komik bahsediyor. İş hayatında birbirlerinin arkasından iş çeviren, affıma sığınarak, terbiyesiz insanlar tanımış. Ciddi bir suratla ona hak verirken iç

Korkuyu Beklerken Kitap Tanıtımı ve İncelemesi

 Korkuyu Beklerken Yazar: Oğuz Atay Yayın Tarihi: 1975 Tür: Öykü Derlemesi Sayfa Sayısı: 196 Kısa Tarihi:     Beyaz Mantolu Adam, Unutulan, Korkuyu Beklerken, Bir Mektup, Ne Evet Ne Hayır, Tahta At, Babama Mektup ve Demiryolu Hikayecileri olmak üzere sekiz hikayeden oluşan bir derleme kitabıdır. İlk romanı Tutunamayanlar ile ses getiren Oğuz Atay'ın öyküleri de romanlarından geri kalmıyor. Her bir hikaye derinliği, zenginliği ve eşsiz dili ile insanı alıp götürüyor. Nereye mi? Her yere. Zaman zaman zihnimizin çatı katına, bazen adı unutulmuş bir demiryoluna, bazense bir cami avlusuna dilenmeye... Kitaba da adını veren hikaye Korkuyu Beklerken 'in gizli mezhep muzdaribi kahramanı kadar korkak, umutsuz ama inatçı bir aşık kadar saplantılı oluveriyoruz kitabı okurken. Sayısız türde sayısız canlandırma ve uyarlamalara konuk olan bu hikayeler hakkında hadi biraz daha ayrıntılara geçelim. Kitabın Konusu:     Her hikayede ayrı bir olay örgüsü var. Ancak kitabın genelinde bir kafa ka

Buz Adam Ötzi

             Buz Adam Ötzi Hakkında Her Şey                                                                                   Buz Adam Ötzi Kimdir? Buz adam Ötzi 19 Eylül 1991’dedağcılar tarafından bulunmuştur. Öncesinde ölü bir dağcı sanılsa da kurtarma operasyonlarının 23 Eylül tarihinde tamamen başarıya ulaşması sonucu günümüzden 5300 yıl önce Bakır Çağı’nda bedenini buzda donan tarihin en iyi korunan mumyalarından olduğu anlaşılmıştır.  Bilim insanları Ötzi üzerinde yaptıkları araştırmalarda nereli olduğuna, neden öldüğüne, geçirdiği hastalıklara, yediği son yemeğine, yanında bulundurduğu eşyalara ve vücudundaki dövmelere bakarak yaşadığı dönemin sosyal ve kültürel özelliklerine ulaşabilmektedirler.  Ötzi ismini bulunduğu vadiden almıştır(Ötzal Alpleri). Buz Adam Ötzi Nasıl Bulundu? Günümüzden 20 yıl önce Avusturya-İtalya sınırında Alp Dağları’nda yürüyüşe çıkan iki Alman turist, son zirveye de çıktıktan sonra daha kestirme bir yerden dönmek isterler. Buz halindeki bir dere yata