Ana içeriğe atla

Evrenin Sonundaki Restoran 2. Kısım

    Evrenin Sonundaki Restoran 2. kısımla herkese merhaba!  

    Kapsamlı bir kitap incelemesi için bu yazıma bakabilirsiniz: Evrenin Sonundaki Restoran 1. Kısım

    Şimdi, 2. kısımda, kitap ve değindiği sayısız konulardan bazıları hakkındaki düşüncelerime geldik. 

    Bu o kadar güzel, karmaşık, hayranlık uyandırıcı ve inanılmaz kitap ki bütün seri boyunca resmen her şeye değinilmiş olabilir. Devlet meselelerini birkaç cümlede alaycı bir anlatımla çözüme kavuşturmuş, filozofların yüzyıllarca düşündüğü her şeyi birkaç kelimede özetlemiş ve hayatın anlamını bile çift haneli bir sayıyla açıklığa kavuşturmuş bir kitaptan bahsediyoruz sonuçta. 
    Bu kitaptan öğrenilecek şeylerin haddi hesabı yok. Kitabı ilk defa okuduğumuzda da her şeyi anlamamız, ayrıntılara dikkat etmemiz ve kapsamlı bir şekilde gözden geçirmemiz mümkün değil. Otostopçunun Galaksi Rehberi'ni henüz birkaç hafta önce okudum ve onunla ilgili yazmadım. Gözümü korkutan bir seri ve sonucu hep beraber göreceğiz.

    Üsluba da değinmek istiyorum. O kadar alışılmışın dışında ki! Gerçek anlamda heyecanı ortadan kaldırdıktan sonra insanın aklına gelmesi mümkün olmayan resmen saçmasapan denebilecek yollardan o sıradan sonuca götürüyor okuyucuyu. 

    Sınırsız konu olması nedeniyle kitabı okurken anlık dikkatimi çeken konular hakkında kısaca yazacağım. Ufacık şeyler beni düşündürüyor ve gerçekten çok kısa bir sürede olayla alakası olmayan büyük sıkıntıları düşünmeye başladığımı fark ediyorum. Umarım öyle yazmam.

Hoşnutsuz Durumlarda Kararan Gözlükler

    Bu gözlükler görüldüğü zaman insana ruhsal rahatsızlık verebilecek şeyleri görmememiz için kararıyor. Günümüzde olsa çok satanlar listelerinden inmeyen kalıcı bir ürün olacağına eminim. Sf 76'sa Zaphod 15 katlı eğik binadan aşağı inerken bu gözlükleri takmayı tercih ediyor. Bu tek cümle beni nerelere götürdü anlatamam. Bence üstünde uzun uzun düşünülmesi gereken bir mesele.

Total Perspektif Girdabı

    Girdap ve egoya etkisiyle ilgili kısımları okurken aklımı şu kurcaladı: "Gerçekten insanlar kendilerinden daha büyük şeylerin varlığı fikri ve gerçeğiyle yok oluyorlar." Kendi gerçeklik, doğru-yanlışlarını ve karakterlerini kaybediyorlar. Tabii ki de bunu fairy cake'ten yola çıkarak kurulan ve bütün evreni gösteren bir girdap sayesinde yaşamıyorlar. Hele bir de öyle olsa neler olurdu!

Günün Yemeği ile Tanışmak

    Şok şok şok! Arthur ne kadar bunun insafsızca olduğunu söylese de Zaphod'un dediği gibi "Yenmek istemeyen bir hayvanı yemekten iyidir." Bunun bana mantıklı gelmesi ne ifade ediyor bilemiyorum doğrusu. Ama gerçekten üstünde düşününce dehşet verici de.  

Evrenin Sonundaki Restoran'da "mişli gelecek zaman"

    Bu restoran öyle bir yerde ki her şey çoktan yaşanmış ve o anda yaşanan şeyler dışında başka bir şey yaşanmayacak. Ama bundan sonra pek çok insan o restoranda yemek yiyecek. Ama hepsi yedi bile. O kadar eğlenceli ki böyle konuşmak! Haber kiplerinin üst üste binmesi çok karmaşıktı ama başka türlü de söylenmez ki. İngilizcenin dil özelliklerini düşündüğümüzde orijinalinde daha da keyifli olduğunu tahmin ediyorum. Umarım bir gün onları da anlayarak (!) okuma şansını elde ederim. 

    Tabi ki de bu kadar değil! Kitabı uzun zaman okuduğumdan aklımda kalan en çarpıcı başlıklar şu an için bunlardı. Kitabı tekrar okuduğumda karşı koyamadığım bir heyecanla yeni başlıklar atma dürtümü bastıramazsam, 3. Kısımda görüşmek üzere... 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karalama 1

  10.08.2014 Evim. Sonunda… Her gün hiç bitmeyecekmiş gibi. Ama evime geldiğimde hiç yaşamamışım sanki. Bunu da her gün söylüyorum değil mi? Bütün gün eğilmesin diye çubuklara bağlanan ağaçlarmışçasına zavallıca dimdik dolaşıyorum. Takım elbisem buruşmasın diye oturup kalkarken dikkat ediyorum. Kalabalık sofralarda herkese laf yetiştirirken bir de üstüme dökmemek için çabalıyorum. Aman Allah’ım, rezaleti düşünebiliyor musun? Gerçekten zavallı bir durum insanlığın bu hali. Herkes birbirine gereksiz şakalar yapıyor. Allah’ım ne kadar nefret ediyorum kendimden şakalarına gülerken. Eskimiş kelime oyunlarını dönüp dönüp aynı çevrelerde pazarlıyorlar. İkiyüzlü bir insanım bunlara güldüğüm için. Hiç belli etmiyorum ama, fevkalade bir yalancıyım ben. Bugün birini işe aldım. Heyecanlı, tecrübesiz, şaşkın bir genç. İlkelerinden ne kadar da komik bahsediyor. İş hayatında birbirlerinin arkasından iş çeviren, affıma sığınarak, terbiyesiz insanlar tanımış. Ciddi bir suratla ona hak verirken iç

Korkuyu Beklerken Kitap Tanıtımı ve İncelemesi

 Korkuyu Beklerken Yazar: Oğuz Atay Yayın Tarihi: 1975 Tür: Öykü Derlemesi Sayfa Sayısı: 196 Kısa Tarihi:     Beyaz Mantolu Adam, Unutulan, Korkuyu Beklerken, Bir Mektup, Ne Evet Ne Hayır, Tahta At, Babama Mektup ve Demiryolu Hikayecileri olmak üzere sekiz hikayeden oluşan bir derleme kitabıdır. İlk romanı Tutunamayanlar ile ses getiren Oğuz Atay'ın öyküleri de romanlarından geri kalmıyor. Her bir hikaye derinliği, zenginliği ve eşsiz dili ile insanı alıp götürüyor. Nereye mi? Her yere. Zaman zaman zihnimizin çatı katına, bazen adı unutulmuş bir demiryoluna, bazense bir cami avlusuna dilenmeye... Kitaba da adını veren hikaye Korkuyu Beklerken 'in gizli mezhep muzdaribi kahramanı kadar korkak, umutsuz ama inatçı bir aşık kadar saplantılı oluveriyoruz kitabı okurken. Sayısız türde sayısız canlandırma ve uyarlamalara konuk olan bu hikayeler hakkında hadi biraz daha ayrıntılara geçelim. Kitabın Konusu:     Her hikayede ayrı bir olay örgüsü var. Ancak kitabın genelinde bir kafa ka

Buz Adam Ötzi

             Buz Adam Ötzi Hakkında Her Şey                                                                                   Buz Adam Ötzi Kimdir? Buz adam Ötzi 19 Eylül 1991’dedağcılar tarafından bulunmuştur. Öncesinde ölü bir dağcı sanılsa da kurtarma operasyonlarının 23 Eylül tarihinde tamamen başarıya ulaşması sonucu günümüzden 5300 yıl önce Bakır Çağı’nda bedenini buzda donan tarihin en iyi korunan mumyalarından olduğu anlaşılmıştır.  Bilim insanları Ötzi üzerinde yaptıkları araştırmalarda nereli olduğuna, neden öldüğüne, geçirdiği hastalıklara, yediği son yemeğine, yanında bulundurduğu eşyalara ve vücudundaki dövmelere bakarak yaşadığı dönemin sosyal ve kültürel özelliklerine ulaşabilmektedirler.  Ötzi ismini bulunduğu vadiden almıştır(Ötzal Alpleri). Buz Adam Ötzi Nasıl Bulundu? Günümüzden 20 yıl önce Avusturya-İtalya sınırında Alp Dağları’nda yürüyüşe çıkan iki Alman turist, son zirveye de çıktıktan sonra daha kestirme bir yerden dönmek isterler. Buz halindeki bir dere yata